Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi’nde iş adamlarımızla bir araya gelerek geleceğimiz açısından altı önemli çizilmesi gereken konuları iş adamlarıyla paylaştı;
'Üretime dayalı bir ekonomi hiçbir krizden etkilenmez'
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin kalkınmada öncelikle illerinden biri olan Osmaniye’de sanayicilerle buluştu. Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi’nin konuğu olan Bakan Işık, ülkemizin coğrafyasının ve elinde bulundurduğu potansiyelin geleceğimiz açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Bilim San.ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ,Osmaniye OSB’de Osmaniye Valisi ve Osmaniye OSB Yönetim Kurulu Başkanı Vali Kerem Al, Osmaniye OSB Başkan Vekili Şerif Tosyalı, Osmaniye OSB Yönetim Kurulu Üyesi ve Yolbulan Baştuğ Metalurji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baştuğ, Osmaniye OSB Yönetim Kurulu üyesi ve Beyteks Tekstil San.ve Tic.A.Ş.Yönetim Kurulu üyesi Abdullah İlbeyli,Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ve sanayiciler tarafından karşılandı.
Osmaniye OSB Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda konuşma kürsüsüne gelen AK Parti Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal, Osmaniye OSB’nin büyümesi gerektiğini belirterek, bu noktada Bakan Işık’tan bu konuda destek talep etti. Osmaniye Valisi Kerem Al ise, her geçen gün büyüyen ve gelişen Osmaniye’de OSB’nin önemine dikkat çekti. Hükümetin her konuda iş adamlarının önünü açmak için elinden gelen her türlü gayreti gösterdiğini kaydeden Vali Al, önümüzdeki süre zarfında bölgenin daha da büyüyüp gelişeceğini vurguladı.
’EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ; HEDEF2023’
Daha sonra ise konuşma kürsüsüne Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık geldi. Işık, üretime dayalı bir ekonominin krizlerden etkilenmesinin mümkün olmayacağını söyledi. AK Parti hükümeti ülkenin emin adımlarla ilerlediğini ifade eden Bakan Işık, bundan sonraki hedefin yeni bir sıçramayla ülkeyi 2023 hedeflerine taşımak olduğunu ifade etti. Bakan Işık, “Bunu yaparsanız asgari ücret, emekli maaşları daha hızlı yükselir. Ekonomiyle ilgili kararlar ne ABD'de ne Londra'da ne de başka bir yerde alınır. Ekonomiyle ilgili kararlar Ankara'da, Osmaniye'de alınır. Üretmeden vadedilen gelir, geleceğin satılmasıdır. 'Bana oy verin ben size şunu vereceğim' demek ülkenin geleceğini ipotek altına alacağım demektir. Eğer Türkiye'de üretime yatırım yapmamış olsaydık kişi başına düşen milli geliri 3 bin 300 dolardan 10 bin 500-11 bin dolar seviyesine çıkaramazdık” diye konuştu.
’ALLAH’IN VERDİĞİ NİMETLERİ DEĞERLENDİRİRSEK KALKINIRIZ’
Altı önemle çizilmesi gereken konuları iş adamları ile paylaşan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin elinden çok büyük bir potansiyel olduğunu kaydederek,"Eğer Allah'ın verdiği bu nimeti değerlendirirsek kalkınırız. Değerlendiremezsek zayıf düşeriz. Zayıf düştüğümüz zaman da başkalarının sürekli gözünün üzerinde olduğu, sadece bölgesel ve dünya dengeleriyle ayakta kalmaya çalışan bir ülke durumuna düşeriz. Bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durması en temel önceliğimiz. Bunlardan biri ekonomi. Eğer bu ülke ekonomide kendi ayakları üzerinde durursa hiç kimsenin sözüyle talimatıyla direktifiyle hareket eden ülke olmaz kendi kararlarını kendi verir. Ekonomiyle ilgili kararlar ne ABD'de ne Londra'da ne de başka bir yerde alınır. Ekonomiyle ilgili kararlar Ankara'da, Osmaniye'de alınır” ifadelerini kullandı.
’ÜRETMEDEN VADEDİLEN GELİR GELECEĞİN SATILMASIDIR’
Işık, 2008 krizinin dünyada üretimin değerini herkese bir kez daha gösterdiğine dikkati çekti. Üretime dayanmayan ekonomilerin nasıl sıkıntıya girdiğini, adeta iflasın eşiğine geldiğini, buna mukabil üretime dayanan ekonomilerin krizden nasıl etkilenmeden çıktığını herkesin gördüğünü ifade eden Işık, iktidara geldikleri andan itibaren üretim yatırım yapmaları nedeniyle o dönemde Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği "kriz teğet geçecek" sözünün gerçekleştiğini dile getirdi.
"Üretmeden vadedilen gelir, geleceğin satılmasıdır. 'Bana oy verin ben size şunu vereceğim' demek ülkenin geleceğini ipotek altına alacağım demektir" diyen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üretmeden kalkınmanın bir örneği yok. Allah vergisi bir turizm cennetinde yaşarsınız o zaman başka bir şey yapmanıza gerek yok. Sadece gelen turist sizi götürür, Maldivler gibi. Ama o da dünyada sadece 1-2 ülkede var. O açıdan hükumetlerimizin en önemli önceliği üretimin artırılması. Eğer Türkiye'de üretim artmamış olsaydı gayrisafi yurt içi hasılamız 233 milyar dolardan 800 milyar dolara yükselmezdi. Eğer Türkiye'de üretime yatırım yapmamış olsaydık kişi başına düşen milli geliri 3 bin 300 dolardan 10 bin 500-11 bin dolar seviyesine çıkaramazdık.” dedi.
